+90-212-706-1111     |     Trump Towers 2606 Mecidiyeköy - İstanbul

toplu internet kullanım sağlayıcı

Toplu İnternet Sağlayıcıların Hukuki Sorumlulukları

23.05.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5651 sayılı Internet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun, erişim sağlayıcılara, içerik sağlayıcılara ve yer sağlayıcılara ilişkin bir takım düzenlemeler öngörmüş, bunun yanında internetten yararlanma hizmetini toplu olarak sağlayan kişiler hakkında da belli yükümlülükler ve sorumluluklar getirmiştir. Bu kanuna bağlı olarak çıkartılan ve 01.11.2007 tarihinde yürürlüğe giren İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik ise, internetten yararlanma hizmetini toplu olarak sağlayanlara ilişkin ayrıntılı düzenlemeler getirmiştir. Bu makalede, öncelikle toplu kullanım sağlayıcı kavramına ve buna ilişkin açıklamalara yer verildikten sonra toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülükleri ve sorumlulukları incelenecektir.

I. Toplu İnternet Kullanım Sağlayıcı Kavramı

5651 sayılı yasa, ‘toplu kullanım sağlayıcı’ kavramını, “kişilere belirli bir yerde ve belirli bir süre internet ortamı kullanım olanağı sağlayan gerçek ve tüzel kişiler” olarak tanımlamıştır . Kanundaki bu tanım eksik ve yanlış anlaşılmaya müsaittir. Zira tanımda yer alan “kişilere” sözcüğü ‘toplu’ ifadesini tam olarak karşılamadığı gibi, bu tanım herhangi bir toplu kullanım ölçütü veya toplu kullandırma amacı aramamakta ve bu nedenle başkalarına internet kullanımı sağlayan herkesi kapsamaktaymış izlenimi vermektedir. ‘Toplu kullanım’ ifadesi, topluca diğer bir deyişle birden fazla kişi tarafından bir arada veya aynı anda kullanımı ifade eder. Kanunda asıl ifade edilmek istenen budur ancak mevcut tanım eksik ve yanlış anlaşılmaya oldukça müsaittir.

Diğer yandan, kanundaki tanımda açıkça yer verilmese de, kanımca kişilerin ‘toplu kullanım sağlayıcı’ olarak kabul edilebilmesi için, internet kullanım imkanının toplu kullanım amacıyla sağlanması gerekir. Bu bakımdan, toplu kullanılmasını istemediği ve amaçlamadığı halde, sahip olduğu internet kullanım imkânını başka kişilerin yararlanmasına sunan kişiler ‘toplu kullanım sağlayıcı’ değildirler. Örneğin, başkalarının topluca kullanımına sunma amacı olmaksızın, sahip olduğu internet ortamını kullanma imkanından kablosuz ağ vasıtasıyla yararlanan ancak bilgisi olmadığı veya ihmal ettiği için, kablosuz ağına şifre koymayan ve bu nedenle interneti kullanım imkanından başkalarının da yararlanmasına istemeden imkân veren kişiler ‘toplu kullanım sağlayıcı’ olarak kabul edilemezler. Zira aksi yönde kanıt olmadıkça, internete erişim olanağının sırf şifresiz kablosuz ağ yöntemiyle kullanılıyor olması, tek başına başkalarının da bu internet erişiminden topluca yararlanmasının amaçlandığına karine teşkil etmez. Toplu kullanım sağlayıcı olarak kabul edilmek için, internet ortamını kullanım imkânını, başkalarının topluca yararlanması amacıyla ve toplu kullanıma uygun bir yerde kullandırma amacı da aranmalıdır.

Yine tanımda açıkça yer verilmese de, toplu kullanım sağlayıcıların, kişilerin internet ortamından yararlanması imkânını özel bir amaç olmaksızın sağlaması gerekir. Eğer, bir işveren kendi çalışanlarına, iş gereği topluca internet ortamını kullandırma imkânı sağlıyorsa kanımca toplu kullanım sağlayıcı olarak kabul edilememelidir. Aksi yönde bir yorum, işyerinde iş amacıyla toplu internet kullanımı sağlayan tüm işverenleri de toplu kullanım sağlayıcı konumuna sokacaktır ki, aşağıda incelenecek yükümlülüklerden de anlaşılacağı üzere kanun koyucunun amacı bu değildir. Bu bakımdan, tanımda açıkça ifade edilmese de, toplu kullanım sağlayıcıların, internet ortamını toplu kullanım imkânını özel bir maksat olmaksızın genel amaçlı kullanıma sunması gerekir. Dolayısıyla, işyerinde, iş amaçlı olarak internet ortamını toplu kullanma imkânı sunan işverenler topu kullanım sağlayıcı değildir. Ancak, eğer işveren işyerinde işe özgü olmayan ve genel amaçlarla kullanılması için internet salonu benzeri internet kullanım imkânı sağlamışsa bu durumda toplu kullanım sağlayıcı konumunda olacaktır.

Kanun koyucu, toplu internet kullanım sağlama hizmetinin ‘belirli bir yerde’ yapılması gerektiğini aradığından, kanundaki mevcut tanıma göre, gezici olarak toplu internet kullanım hizmeti verebilen araç sahiplerini, ‘toplu kullanım sağlayıcı’ olarak kabul etmek mümkün olmayacaktır. Bu nedenle, örneğin otobüsle veya internet kullanımı için tahsis edilmiş bir başka gezici araçla toplu olarak internet kullanımı sunan kişiler, kanuna göre “toplu kullanım sağlayıcı” tanımına uymayacaktır. Türkiye’de kimi belediyelerin ve ticari kuruluşların bu şekilde internet kullanım hizmet verdiği düşünüldüğünde, kanundaki tanımda neden “belirli bir yerde” ifadesinin kullanıldığı anlaşılamamaktadır. Ayrıca, tanımda niçin ‘belirli bir süre’ kavramına yer verildiği de anlaşılmamaktadır. Zira, interneti toplu kullanma imkanı, belirsiz bir süreyle de kullanıma sunulabilir. Örneğin bir ticari kuruluş, kendi müşterilerine süre sınırı olmaksızın internet kullanımından yararlandırabilir.

Bütün bu hususları dikkate alarak, kanundaki bu tanıma ek olarak bir tanım yapmak gerekirse, toplu internet kullanım sağlayıcı kavramı için ‘kişilerin topluca yararlanmasını sağlamak amacıyla, birden fazla kişiye aynı anda ve genel amaçlarla internet ortamını kullanma imkanı sunan gerçek veya tüzel kişiler’ denilebilir.

Toplu kullanım sağlayıcı, gerçek kişi olabileceği gibi, vakıf, dernek veya ticaret şirketi gibi tüzel kişiler de olabilir. Ancak toplu kullanım imkanı sunulan yerin ticari bir yer olması ya da bir işletme olması şart değildir. Kanunda ifade edilen toplu kullanım sağlayıcılar, Yönetmelikle ticari amaçlı olanlar ve ticari amaçlı olmayanlar şeklinde bir ayrıma tabi tutulmuştur. Ticari olsun veya olmasın toplu kullanım sağlayıcılara ilişkin bu ortak açıklamalardan sonra, ticari ve ticari olmayan toplu kullanım sağlayıcılar aşağıda ayrı ayrı incelenecektir.

1.Ticari Amaçla Toplu Kullanım Sağlayanlar

Adın da anlaşılacağı gibi, ticari amaçlı toplu kullanım sağlayıcılar, toplu internet kullanım hizmetini ticari amaçlarla sunan kişilerdir. Ancak, İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik’te biraz daha detaylı bir tanım yapılarak, ticari amaçlı internet toplu kullanım sağlayıcı kavramı “internet salonu ve benzeri umuma açık yerlerde belirli bir ücret karşılığı internet toplu kullanım sağlayıcılığı hizmeti veren veya bununla beraber bilgisayarlarda bilgi ve beceri artırıcı veya zeka geliştirici nitelikteki oyunların oynatılmasına imkan sağlayan gerçek ve tüzel kişiler” olarak ifade edilmiştir. Bu tanıma göre, sadece interneti ticari olarak ve toplu kullanım amacıyla sağlayanlar değil, aynı zamanda bilgisayarlarda oyun oynanmasına imken veren ve bununla birlikte ticari amaçla toplu olarak internet kullanım imkânı sağlayan kişiler de ticari amaçla internet toplu kullanım sağlayıcı durumundadır. Bu bakımdan, internet kullanım imkanı sağlanan yerin adı veya asıl kullanım amacı önemli değildir. Önemli olan, toplu internet kullanım imkânının ticari amaçla sağlanmasıdır. Bu nedenle toplu internet kullanımının ticari amaçlı olup olmadığı ayrımı yapılırken kullanılacak ölçüt, internet kullanım imkânı sunulan yerin ticari bir kuruluş olup olmadığı değil; internet kullanım imkânının ticari amaçla sağlanıp sağlanmadığıdır.

Ticari amacın kıstası ise, internet kullanım imkanının ücret karşılığı ve internet salonu ve benzeri umuma açık yerlerde sağlanmasıdır. Bu bakımdan, toplu kullanım sağlayıcıları ‘ticari amaçlı’ saymak için toplu internet kullanım hizmetinin hem ücretli olarak hem de internet salonu ve benzeri umuma açık yerlerde veriliyor olması gerekmektedir. Dolayısıyla, nitelik olarak ticari kuruluş olsalar da, eğer müşterilerine toplu internet kullanım imkanını ücretsiz olarak sunuyorlar ise, oteller, restoranlar ve benzeri umuma açık yerler ‘ticari amaçlı toplu internet kullanım sağlayıcı’ değil ‘ticari amaçlı olmayan toplu internet kullanım sağlayıcı’ statüsündedirler. Türkiye’de genel olarak “internet kafe (veya cafe)” olarak bilinen ve yönetmelikte ‘internet salonu’ olarak ifade edilen ticari kuruluşlar ise, internet kullanım hizmetini ücret karşılığı ve umuma açık olarak verdikleri için ‘ticari amaçlı toplu kullanım sağlayıcı’ durumundadırlar.

2.Ticari Amaçlı Olmayan Toplu Kullanım Sağlayanlar

Kanunda ve Yönetmelikte, toplu kullanım sağlayıcılar ticari amaçlı olanlar ve olmayanlar olarak bir ayrıma tabi tutulmasına rağmen, ticari olmayan toplu kullanım sağlayıcılar için ayrı bir tanıma yer verilmemiştir. Yukarıda incelendiği gibi, Yönetmelikte yer alan ticari toplu kullanım sağlayıcı tanımında, ticari toplu kullanım sağlayıcılar için, internet kullanım imkanının ‘ücret karşılığı’ ve ‘internet salonu ve benzeri umuma açık yerlerde’ verilmesi şartı aranmıştır. Bunun mefhumu muhalifi olarak, toplu internet kullanım hizmetini ücretsiz olarak sunan veya ücretli olmakla beraber bu hizmeti internet salonu benzeri umuma açık yerler dışında sağlayan gerçek veya tüzel kişiler, ticari olmayan toplu kullanım sağlayıcı durumundadır.

Bu bakımdan, öncelikle toplu internet kullanım hizmetini ücretsiz olarak sağlayan kişiler, ticari amaçlı olmayan toplu kullanım sağlayıcılardır. Buna ek olarak, toplu internet kullanım hizmetini ücret karşılığı sağlayan ancak bu hizmeti umuma açık olmaksızın belirli koşullara göre sağlayanlar da ticari amaçlı olmayan toplu kullanım sağlayıcısıdırlar. Bunun sonucu olarak, örneğin toplu internet kullanım hizmetini ücret karşılığı sağlayan ancak sadece üyelerini bu imkandan yararlandıran bir dernek de ticari amacı olmayan toplu kullanım sağlayıcı durumunda olacaktır.

II. Yükümlülükler ve Sorumluluklar

5651 sayılı kanunda ve ilgili yönetmelikte, ticari olup olmadığına bakılmaksızın toplu internet kullanımı sağlayanların tümüne yönelik belirli yükümlülükler getirilmiş ardından ticari amaçlı toplu internet kullanım sağlayıcılara ise bu yükümlülüklere ek olarak bir takım başka yükümlükler ve sorumluluklar getirilmiştir. Getirilen yükümlülükler ve sorumluluklar açısından, toplu kullanım sağlama hizmetinin ticari amaçla mı yoksa ticari bir amaç olmaksızın mı yapıldığı ayrımı bu bakımdan çok önemlidir.

1. Toplu Kullanım Sağlayıcıların Ortak Yükümlülükleri

Ticari amaçlı olup olmadığına bakılmaksızın toplu internet kullanımı sağlayanların tümü, bu başlık altında incelecek yükümlülüklere tabi olacaktır. Ancak, bu yükümlülüklere uyulmamasının sonucu, toplu kullanım sağlayıcının ticari amaçlı olup olmadığına göre değişecektir. Gerçekten de ilginç bir şekilde, kanunda ve yönetmelikte, yükümlülüklerine uymayan ticari olmayan toplu kullanım sağlayıcılara hiçbir yaptırım öngörülmemiştir.

a) Konusu Suç Oluşturan İçeriklere Erişimi Önleyici Tedbirleri Almak

Gerek 5651 sayılı kanunda gerekse ilgili yönetmelikte, ticari olsun olmasın toplu kullanım sağlayıcıların tümü için ortak bir yükümlülük olarak, konusu suç teşkil eden içeriklere erişimi önleyici tedbirler alma zorunluluğu getirilmiştir. Ancak, hangi tedbirlerin alınması gerektiğine dair Kanun’da veya Yönetmelikte bir ifade olmadığından, internetin toplu kullanıldığı bir ortamda, konusu suç teşkil eden içeriğe erişimin engellenmesi için ne tür tedbirler alınabilir sorusu açıkta kalmaktadır. Zira, kanunda yer alan ‘konusu suç teşkil eden içerik’ kavramı çok geniş kapsamlı bir ifadedir ve bu kavram sadece müstehcenlik veya çocukların cinsel istismarı gibi filtreleme yazılımlarıyla erişilmesi nispeten engellenebilen bir içerikten çok daha fazlasını ifade etmektedir.

Konusu suç teşkil eden içerik, tüm mevzuat kapsamında suç olarak nitelenen herhangi bir eylemin internette erişilen içeriğin konusunu oluşturması anlamına gelen ve sınırları belli olmayan bir ifadedir. Bu bakımdan, içinde hakaret, tehdit, şantaj, özel hayatın gizliliğini ihlal, haberleşme gizliliğini ihlal, telif hakkı, marka veya patent hakkı ihlalleri gibi akla gelebilen birçok suç, içeriğin konusunu oluşturabilecek ve bu nedenle pek çok içeriğe erişimin engellenmesi zorunluluğu doğacaktır. Ancak, konusu suç teşkil eden her içeriği tespit edebilen ve erişilmesini engelleyen bir yazılım bulunmadığından, hatta böyle bir yazılımın yapılması dahi mümkün olmadığından, konusu suç teşkil eden içeriğe erişimin engellenmesi için alınabilecek tek tedbir, erişilen içeriği fiilen kontrol etmektir ki bu da uygulanma imkanı olmayan bir yöntemdir. Dolayısıyla, toplu kullanım sağlayıcılara uygulanması mümkün olmayan bir yükümlülük yüklenmiş olmaktadır.

Öte yandan, ticari amacı olmayan toplu kullanım sağlayıcılar, toplu internet kullanım imkanını ticari amaçlarla yapmamaktadır. Dolayısıyla, toplu kullanım imkanını ticari amaçlarla sunmayan sağlayıcılar için, kendisinin sağladığı internet kullanma imkanını kişilerin ne amaçla ve nasıl kullandığı hususu ilk planda önemli değildir. Daha iyi anlaşılması açısından bir örnek vermek gerekirse, asıl gayesi yiyecek-içecek hizmeti vermek olan bir ticari kuruluş, müşterilerine bunun yanında ücretsiz olarak toplu internet kullanım imkanı da sunuyorsa, asıl gayesinden uzaklaşıp müşterilerinin ne tür bir içeriğe eriştiğiyle de mi ilgilenecektir?

Ayrıca ticari amacı olmayan toplu kullanım sağlayıcıların çoğu, internet ortamına ulaşma imkanını kendi denetimlerindeki sistemler ile sağlamamakta ve kullanıcıların kendi sistemleriyle internet ortamına ulaşmasına olanak vermektedir. Bu bakımdan, toplu kullanım sağlayıcı, erişilen içeriği kontrol etmek istese bile bunu nasıl yapacaktır? Örneğin, müşterilerine toplu internet kullanım sağlayan bir otel işletmecisi, sürekli odalara girip, müşterilerinin kendi sistemleriyle internette hangi içeriğe eriştiğine mi bakacaktır? Uygulama imkanı olmayan bu yükümlülük nedeniyle, kanunda yer alan “konusu suç teşkil eden içeriklere erişimi önleyici tedbirler alma” ifadesi temenniden öte bir anlam ifade etmemektedir. Zaten, bu yükümlülüğe aykırı hareket edilmesi de ticari olmayan toplu kullanım sağlayıcılar açısından herhangi bir yaptırıma bağlanmamıştır. 5651 sayılı kanunda ve ilgili yönetmelikte, konusu suç teşkil eden içeriklere erişimi önleyici tedbirler almayan ticari olmayan toplu kullanım sağlayıcılara bir idari para cezası veya başka bir müeyyide öngörülmemiştir.

Ticari amaçlı toplu kullanım sağlayıcılar ise sınırları pek net olmayan bu yükümlülüklerine aykırı hareket etmeleri durumunda, Yönetmeliğin 11. maddesi gereği 3.000 YTL ile 15.000 YTL arasında bir idari para cezası ile karşı karşıya kalabilecektir. İnternet ortamını ücret karşılığı sağladıkları için ve çoğu zaman kendi denetimleri altında olan sistemler vasıtasıyla bu hizmeti verdikleri için, ticari amaçlı toplu kullanım sağlayıcıların içeriğe yönelik tedbir alma konusunda nispeten imkân sahibi oldukları söylenebilir. Ancak, daha önce de ifade edildiği gibi, ‘konusu suç oluşturan içerik’ kavramı çok geniş bir kavramdır ve sadece filtreleme yazımlarıyla engellenebilecek bir içeriği kapsamamaktadır.

Kuşkusuz kanun koyucunun amacı, toplu olarak internet kullanılan yerlerin kötüye kullanılmasını ve bu yerlerde kişilerin kendilerini gizleyerek suç işlenmesini engellemektir. Ancak, bu amaçla toplu internet kullanımı hizmeti sunan kişilerin, ticari amacı olup olmadığına bakılmaksızın böylesine geniş kapsamlı bir yükümlülük altına sokulması doğru değildir. Kanunda, ‘konusu suç teşkil eden içerik’ gibi çok geniş kapsamlı bir ifade yerine en azından 5651 sayılı kanunun 8. maddesinde belirtilen internet yayını yoluyla işlenen suçlara özgü bir erişim engelleme yükümlülüğü tercih edilebilirdi ve bu yükümlülük sadece ticari amaçlı toplu kullanım sağlayıcılara yönelik olabilirdi. Diğer yandan, aşağıda inceleceği gibi, ticari amaçlı toplu kullanım sağlayıcılara zaten filtreleme yazılımı kullanma yükümlülüğü getirildiğinden zararlı içerikler engellenecektir. Buna ek olarak ayrıca, konusu suç oluşturan içeriğe erişimi engelleme yükümlüğü getirilmesinin mantığı anlaşılamamaktadır.

Sonuç olarak, ticari olsun veya olmasın, toplu kullanım sağlayıcıların, konusu suç teşkil eden içeriğe erişilmesini engellemek için tedbir alması imkânsızdır. Uygulanabilecek yegâne tedbir ise filtreleme yazılımı kullanmaktır ki buna ilişkin yükümlülük zaten ticari amaçlı toplu kullanım sağlayanlara getirilmiştir. Bu bakımdan bu yükümlüğün uygulanması imkansız olduğu gibi aynı zamanda gereksizdir.

b) İç IP Dağıtım Kayıtlarını Kaydetmek

Toplu kullanım sağlayıcıların tümü için ortak bir yükümlülük olarak, iç IP Dağıtım loglarını elektronik ortamda kendi sistemlerine kaydetme zorunluluğu getirilmiştir. Yönetmelikte, iç IP, “kendi iç ağlarında dağıtılan IP adres bilgilerini, kullanıma başlama ve bitiş tarih ve saatini ve bu IP adreslerini kullanan bilgisayarların tekil ağ cihaz numarasını (MAC adresi) gösteren bilgi” olarak tarif edilmiştir. Buna göre, toplu kullanım sağlayıcılar, kendi internet ağlarına girerek internet ortamına ulaşan sistemlerin iç IP adreslerini elektronik ortamda kayıt altına almak yükümlülüğü altındadırlar. Ancak iç IP dağıtım kayıtlarının ne şekilde kaydedileceği konusunda Yönetmelikte bir ayrıntı bulunmamaktadır.

Ticari amaçlı toplu kullanım sağlayıcılara, toplu internet hizmeti verdikleri sistemlerin iç IP adreslerini kaydetme yükümlüğü getirilmesi bir bakıma anlaşılabilir. Zira, ticari toplu kullanım sağlayıcılar, internet kullanım hizmetini kendi denetimlerindeki sistemler aracılığıyla sunmaktadır. Ancak, daha önce değinildiği gibi, ticari olmayan toplu kullanım sağlayıcıların büyük çoğunluğu, kullanıcıları bir sistem tahsis etmeksizin internet kullanım imkanı sağlamaktadır. Bu bakımdan, ticari olmayan toplu kullanım sağlayıcıların iç IP dağıtım adreslerini kaydetmelerinin fazla bir anlamı kalmamaktadır. Örneğin, kablosuz ağ ile internet kullanım imkanı sunan ticari amaçlı olmayan bir toplu kullanım sağlayıcının internet ağına kendi bilgisayarıyla girip suç işleyen faile, -suçüstü hali hariç- bu iç IP bilgileriyle ulaşılması neredeyse imkansızdır. Bu bakımdan, ticari olmayan toplu kullanım sağlayıcılar açısından iç IP adreslerini kayıt altına alınması yükümlüğü de hiçbir anlam ifade etmemektedir.

Öte yandan, bu yükümlüğe uymamaları halinde ticari olmayan toplu kullanım sağlayıcılara bir yaptırım öngörülmediğinden, bu zorunluluk da hukuki anlamda bir yükümlülük olarak kabul edilemeyecektir.

2. Ticari Amaçla Toplu Kullanım Sağlayanlara Özgü Yükümlülükler

Ticari amaçla toplu kullanım sağlayan kişiler ise, yukarıdaki yükümlülüklere ek olarak Yönetmeliğin 5. maddesinde düzenlenmiş olan aşağıdaki yükümlülüklere de tabidir. Yönetmelik gereği, bu yükümlülüklere uyulup uyulmadığı mülki idari amirin denetiminde olacak ve bu yükümlülüklere uyulmaması halinde ticari toplu kullanım sağlayanlara idari para cezası verilebilecektir.

a) Mülki İdare Amirinden İzin Belgesi Almak

Ticarî amaçla toplu kullanım sağlayıcılar, yerel mülki amirden izin belgesi almakla yükümlü tutulmuştur. İzin almayan ticari toplu kullanım sağlayıcılara ait işyerlerinin mülki amir tarafından tutanak ile tespit edilip mühürleneceği düzenlenmiştir. Yerel mülki idare amiri, illerde valiyi ilçelerde ise kaymakamı ifade etmektedir. İznin nasıl alınacağına ilişkin detaylar yönetmeliğin 6., 7 ve 8. maddelerinde belirtilmiştir. Ticari amaçla toplu kullanım sağlayanlar, burada incelenen yükümlülüklerine ek olarak, yönetmeliğin 9. maddesinde yer alan işyerlerine ilişkin kurallara uyup uymadıkları açısından yerel mülkî amirlerin denetimi altında olacaklardır. Ayrıca, izin belgesi alan ticari toplu kullanım sağlayıcı tüzel kişi ise, işyerini idare etmek üzere sorumlu bir müdür tayin etme yükümlülüğü altındadır.

b) Filtreleme Yazılımı Kullanmak

Yönetmelik, ticari toplu kullanım sağlayıcılara filtreleme yazılımı kullanma zorunluluğu getirmiştir. Amaç, kullanıcıların ve özellikle çocukların ‘zararlı’ olarak kabul edilen içeriğe ulaşmasının engellenmesidir. Ancak, ne tür içeriğin zararlı olduğu ve dolayısıyla filtreleneceği konusunda yönetmelikte bir detay bulunmamaktadır. Bununla birlikte, yönetmeliğin 5. maddesi, kullanılacak filtreleme yazılımının, Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) tarafından onaylanmış bir yazılım olması koşulunu getirmiştir. Bu bakımdan BTK, zararlı olarak kabul ettiği içeriği engelleyen yazılımları onaylamak suretiyle, filtrelenecek zararlı içeriği de bir nevi tespit etmiş olacaktır.

c) Sabit IP Almak ve Kullanmak

Sabit IP kavramı, yönetmelikte, “belirli bir ağa bağlı cihazların ağ üzerinden birbirlerine veri yollamak için kullandıkları, zamana, oturuma göre değişmeyen ve sistem yöneticisi tarafından belirlenip tanımlanan ve değiştirilebilen IP adresi” olarak tanımlanmıştır. Yönetmeliğe göre, ticari amaçlı toplu kullanım sağlayıcılar, erişim sağlayıcılardan (ISS’lerden) sabit IP alacak ve toplu internet kullanım hizmeti verirken bu IP adresini kullanacaktır. Bu da yukarıda ifade edildiği gibi, toplu olarak internet kullanılan yerlerdeki sistemlerin suç işlenmesinde araç olarak kullanılması halinde, suç işlenen sisteme ve faile ulaşmayı kolaylaştırmak amacıyla getirilen bir yükümlülüktür.

d) Kaydedilen İç IP Dağıtım Kayıtlarını ve Hash Değerini Saklamak

Yönetmelik, ticari amaçla toplu kullanım sağlayanlara yukarıda incelenen iç IP adreslerini kaydetme yükümlülüğünün yanında, bu kayıtlarla beraber başka bilgilerle birlikte bu kayıtları 1 yıl saklama zorunluluğu getirmiştir. Yönetmeliğe göre, ticari amaçla toplu kullanım sağlayanlar, toplu internet kullanımı sunduğu sistemlerin, internete erişirken aldıkları iç IP adreslerini, bunların kullanım detayları (kullanıma başlama ve bitiş zamanları) ve MAC adresleriyle birlikte elektronik ortamda kendi sistemlerine kaydedecek ve 1 yıl boyunca saklayacaktır. Ayrıca bu bilgilerle birlikte, bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini teyit eden değeri (hash) de yine kendi sistemlerine günlük olarak kaydetme ve bu verileri de bir yıl süre ile saklama yükümlülüğü de getirilmiştir. Yönetmeliğe göre belirtilen bu bilgileri kaydetmek ve saklamak için BTK’nın vereceği bir yazılım kullanılacaktır.

Toplu internet kullanımı sağlanan bir yerde bulunan bir sistem aracılığıyla bir suç işlenmesi halinde, failin bulunması amacıyla bu yükümlülüklerin getirildiği anlaşılmaktadır. Ancak, bu bilgiler sadece suçun işlenmesinde kullanılan sisteme ulaşılmasını sağlayabilir yoksa sistemi kullanan kişiye bu bilgilerle ulaşmak mümkün değildir. Yönetmelikte, tutulması zorunlu bulunan kayıtlarda, sistemi kullanan kişilerin kimlik bilgisi yer almadığına göre, toplu internet kullanım sağlanan yerdeki bir sistem aracılığıyla işlenen suçta, faile nasıl ulaşılacaktır? Eğer tanık da yoksa sırf suçun işlenmesinde kullanılan, toplu internet erişimi sağlanan bir yerin veya o yerdeki hangi sistemin kullanıldığının tespit edilmesi faile ulaşmada tek başına yeterli olmayacaktır.

Nitekim, Yargıtay da 2005 yılında verdiği bir kararda, e-posta yoluyla işlenen bir hakaret suçunda, “(hakaret içerikli e-postayı) gönderen bilgisayarın ( I.P.) numarasının sorulması, bu yolla bilgisayarın kime ait olduğunun saptanması sonucuna göre; internet kafe gibi umuma açık yerlerde bulunan bir bilgisayardan ileti gönderilmiş ise sanığın beraatine…” karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Bu bakımdan, toplu kullanım sağlayıcılara böylesine ayrıntılı kayıtlar tutma ve bu kayıtları uzun süre saklama yükümlülüğü getirilmesinin mantığını anlamak pek mümkün değildir.

Ayrıca eğer bir kullanıcı, kendi sistemiyle ticari toplu kullanım sağlayıcının internet ortamına erişim imkânından yararlanırsa, bu bilgilerin kaydedilmesi veya saklanması bu kişiler açısından pek bir işe yaramayacaktır. Öte yandan, sisteme ait MAC adresi de kullanıcı tarafından değiştirilebilir bir değer olduğundan, kayıt altına alınması suç işlenen sisteme ulaşma konusunda her zaman olumlu sonuçlar vermeyecektir.

e) İşyeri Kurallarına Uymak

Yönetmeliğin, 9. maddesinde ticari toplu kullanım hizmeti verilen işyerlerinde uygulanmak üzere 9 maddelik kurallar listesine yer verilmiştir ve bu kurallara uyulmaması halinde yaptırım olarak idari para cezası verileceği hükme bağlanmıştır. Yönetmelikteki bu işyeri kurallarının ayrıntılarına girilmeyecektir ancak bu kurallardan birisi hayli ilginçtir. Buna göre, ticari toplu kullanım hizmeti verilen işyerlerine giren ve çıkanların tespiti amacıyla kamera kayıt sistemi kurulması ve bu sistem aracılığıyla elde edilen kayıtların 7 gün süreyle saklanması zorunluluğu getirilmiştir. Böylece, kişiler, internet salonu benzeri yerlerde internete girmeden önce kamera kaydına girmek zorunda kalacaklardır. Bu tedbirin, genel asayişin sağlanması ve işyerlerinde suç işlenmesi halinde faile ulaşmak amacıyla konulduğu anlaşılmaktadır. Ancak, ticari amaçlı toplu internet kullanım hizmeti verilen işyerleri, potansiyel suç mekanları olmadığına göre, kamera kaydı sistemi kurulması, yükümlülük olarak değil işyeri sahiplerinin takdirine bırakılan bir husus olmalıdır.

f) BTK’ya Bilgi Vermek

Yönetmeliğin 13. maddesinde, BTK’ya kendi görevleri nedeniyle, ticari amaçla internet toplu kullanım sağlayıcılardan gerekli gördüğü bilgileri doğrudan isteme yetkisi; ticari toplu kullanım sağlayanlara da bu bilgi taleplerini karşılama yükümlülüğü getirilmiştir. Ancak bu yükümlülüğe aykırı hareket edilmesi de ilginç bir şekilde Yönetmelikte herhangi bir yaptırıma bağlanmamıştır.

Bu yükümlülüğün gereği olarak, BTK, herhangi bir ticari toplu kullanım sağlayıcıdan görev alanıyla ilgili her konuda, örneğin sistemlerin iç IP kayıtlarını ve MAC adres bilgilerini kullanım detaylarıyla birlikte talep edebilecektir.

Av. İlker ATAMER

0 Yorum

  1. TepeliTolga

    isp lisansına sahip olmayan bir şirketin, otellerde internet satışı sizce kanuna uygun mudur? (gelir ortaklığı modeli tercih ediliyor)

error: Kopya koruması engeli!