+90-212-706-1111     |     Trump Towers 2606 Mecidiyeköy - İstanbul

müsadere kararı

Müsadere Kararı

Müsadere işlenen bir suç nedeniyle bir malın mülkiyetinin mahkeme kararıyla devlete geçirilmesidir. Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) müsadere aynı malvarlığına el konulması kararı gibi bir güvenlik tedbiri olarak düzenlenmiş olup bir ceza değildir. Yine elkoyma kararında olduğu gibi müsadere kural olarak yalnızca kasıtlı bir suç işlendiğinde söz konusu olunabilir ve taksirle işlenen suçlarda müsadere kararı verilmesi kanunen mümkün değildir. Ancak elkoyma kararından farklı olarak CMK’da müsadere edilen malların yönetimi için kayyım atanması düzenlemesine yer verilmemiştir. Müsadere temelde iki tür mal için uygulanmaktadır.

Bunlardan ilki suç işlenmesinde araç olarak kullanılan eşyanın müsaderesidir. İkincisi ise suç işleme yoluyla elde edilen kazancın müsaderesidir. Ceza avukatı olarak tecrübelerimize göre müsadere kararının uygulamada en sık suç eşyası olarak kullanılan bıçak, tabanca, tüfek gibi mallar bakımından uygulandığını söyleyebiliriz.

1. Müsadere Kararı Verilebilecek Durumlar

Müsadereye hükmedilebilmesi için bir suçun işlenmiş olması zorunludur, ancak failin mutlaka bir suçtan dolayı cezaya mahkum edilmesi şart değildir. Bazı durumlarda şüpheli veya sanık mahkum olmadan da müsadere kararı verilebilir. Örneğin faile zamanaşımı veya failin ölümü gibi sebeplerle mahkumiyet kararı verilemiyor olsa bile müsadere kararı verilebilir. Bunun dışında bir suç eşysı ele geçirilmiş ancak faili belirlenememiş veya veya kaçak durumunda ise yine mahkumiyet kararı olmasa dahi TCK 54 ve CMK 256 uyarınca ayrı bir müsadere kararı verilmesi mümkündür.

1.1 Suçta Kullanılan Eşyanın Müsaderesi

Suçun icrası sırasında araç olarak kullanılan her türlü eşya bu kapsama girmektedir. Örneğin kasten öldürme veya yaralama suçunda suç aleti olarak kullanılan silah, hırsızlıkta kullanılan maymuncuk, uyuşturucu ticaretinde kullanılan hassas terazi, dolandırıcılıkta kullanılan bilgisayar gibi eşyalar bu kapsamda müsadereye tabidir. Bir suçun işlenmesinde kullanılan taşıtlar da (örneğin kaçakçılıkta kullanılan kamyon, uyuşturucu naklinde kullanılan tekne) bu kapsamda müsadere kararına tabi olacaktır.

1.2 Suçun Konusu Olan Malın Müsaderesi

Herhangi bir suçun doğrudan konusunu oluşturan veya işlenmesiyle ortaya çıkan mal ve malzemeler bu kapsama girer. Örneğin kaçak şekilde üretilmiş veya ülkeye sokulmuş mallar, sahte paralar, yasadışı olarak üretilen uyuşturucu maddeler doğrudan suçun konusunu oluşturdukları için müsadereye tabiidir. Aynı şekilde yasadışı kesilmiş ağaçlar veya kaçak avlanmış hayvanlar da bu anlamda suç konusu olup müsadere kapsamına girer.

1.3 Mevcudiyeti Bizatihi Suç Olan Malın Müsaderesi

Bazı eşyalar vardır ki, bunlar herhangi bir suçun aracı olmasa bile, kanunen kendilerini elde bulundurmak bile suçtur. Örneğin ruhsatsız silah, uyuşturucu madde, sahte para, tarihi eserlerin kanuna aykırı şekilde bulundurulması gibi durumlarda bu eşyalar doğrudan doğruya müsadere edilir. Burada müsadere kararı için ayrıca bir suçtan mahkumiyet olmasa dahi, eşyanın yasa dışı niteliği yeterlidir.

1.4 Kazanç Müsaderesi

Kazanç müsaderesi TCK madde 55’te düzenlenmiş olup bir suçun işlenmesi yoluyla elde edilen veya suçun konusu olan veya suçun işlenmesi için sağlanan ekonomik kazançların müsaderesi anlamına gelmektedir. Kazanç müsaderesi dendiğinde para kazancı akla gelse de bu tür müsadereler parayla sınırlı değildir. Bir suç nedeniyle elde edilen her türlü maddi menfaatler ile bunların satış, takas veya diğer yollarla dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan değerler de kazanç müsaderesine tabidir. Dolayısıyla suçtan elde edilen kazanç denilince akla ilk olarak para gelse de, herhangi bir malvarlığı değeri kazanç müsaderesine konu olabilir. Örneğin haksız kazançla satın alınmış bir ev veya araba da, suç gelirinin dönüştürülmesi yoluyla elde edildiği için müsadere kararı verilebilir.

2 Müsadere Edilemeyecek Mallar ve Eşyalar

Yukarıdaki müsaderenin tanımından da dolaylı şekilde anlaşılabileceği üzere herhangi bir suçta kullanılmayan veya konusu suç teşil etmeyen mallar müsadere edilemez. Nitekim müsaderenin birincisi koşulu bir malın ya da eşyanın suç amaçlı kullanılması veya suçtan elde edilmesi veya suçu konu teşkil etmesidir.

İkinci olarak mağdura ait olan mal veya paralar, müsadere konusu değildir. Suç nedeniyle mağdurun elinden çıkan yani el değiştiren bir malvarlığı değeri varsa, öncelikle asıl hak sahibine iade yoluna gidilir. Örneğin hırsızlıkt, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, yağma gibi suçlarda ele geçen mağdura ait eşya veya paralar suçun mağduruna geri verilir.

Üçüncü olarak iyi niyetli üçüncü kişilere ait eşyalar ve kazançlar hakkında üzerinde müsadere kararı verilemez. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında iyi niyet, eşya veya malın malikinin suçun işleneceğinden haberdar olmaması ve suçun işlenmesine rızasının bulunmaması olarak tanımlammıştır. Örneğin bir nakliyat şirketine ait kamyonun kasasında, şirket yetkililerinin bilgisi olmadan kaçak göçmenler taşınmışsa,  araca müsadere

3. Müsadere Kararı

Müsadere kararı soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi tarafından; kovuşturma aşamasında ise davaya bakan asliye ceza, ağır ceza veya çocuk mahkemesince verilecektir. Kamu davası açılmış olup da esasla beraber bir karar verilmemişse Cumhuriyet savcısı veya katılan, davayı görmeye yetkili mahkemeye başvurarak da müsadere kararı verilmesini talep edebilir. El konulan mal veya eşyanın müsadereye tabi tutulmayacağının anlaşılması halinde, resen veya talep üzerine malın veya eşyanın iadesine karar verilebilecektir.

Müsadere kararları anayasal bir hak olan mülkiyet hakkını doğrudan etkilediğinden suç eşyası niteliğindeki malların müsaderesine ilişkin kararlar kural olarak duruşmalı olarak verilir. Böylece müsadere veya iade olunacak eşya veya diğer malvarlığı değerleri üzerinde hakkı olan kimseler de duruşmaya çağrılır ve adli yargı hakkı çerçevesinde müsadere konusunda karar vermeden önce mahkeme savunma ve beyanları alınır. Ancak CMK garip bir şekilde suç eşyası niteliği olmayan mallar bakımından duruşmasız müsadere kararı verilebileceğini düzenlemiştir.

Müsadere kararının bir diğer özelliği ise kesin ve kalıcı bir tedbir olmasıdır. Bir kez müsadere edilen mal, kural olarak eski sahibine iade edilmez. Bunun istisnası ise yargılamanın iadesinin devamında beraat kararı verilmesidir. Örneğin yeni delille beraat eden bir sanık, müsadere edilmiş malının iadesini talep edebilir. Uygulamada bu durum nadirdir ve çoğu zaman mal imha edilmiş olabileceğinden iade çoğu zaman fiilen mümkün olmaz.

4. Müsadere Kararı Sonrası İşlemler

Müsadere kararının en temel sonucu, eşyanın mülkiyetinin devlete geçmesidir. Müsadere edilen mal üzerindeki tüm özel haklar sona erer; fail veya malın önceki sahibinin o mal üzerinde tasarruf yetkisi kalmaz. Müsadere kararı kesinleştikten sonra sıra, müsadere edilen eşya ve kazançların ne olacağına, yani devlete geçen bu malların akıbetine gelir. Kanun ve ilgili yönetmelikler, farklı türde müsadere konusu şeyler için farklı işlemler öngörmüştür:

4.1 Tehlikeli ve yasadışı eşyaların imhası

Kamu güvenliği veya sağlığı açısından tehlike arz eden her türlü eşya, kural olarak imha edilir. Örneğin uyuşturucu maddeler, kaçak ilaçlar, patlayıcı maddeler gibi eşyalar, karar kesinleşir kesinleşmez kontrollü bir şekilde yok edilir. Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin imhası, çoğunlukla kimyasal yöntemlerle yakma veya etkisiz hale getirme şeklinde yapılır; bu işlem genellikle bir komisyon nezaretinde tutanakla gerçekleştirilir. Ruhsatsız silahlar da balistik incelemeden sonra topluca imha edilir (eritilerek metal hurda haline getirilir). Sahte para veya değerli evrak söz konusuysa, bunlar Merkez Bankası veya ilgili kurum denetiminde parçalanarak veya kimyasal olarak imha edilip devre dışı bırakılır. Kaçak sigara, alkol gibi ürünler de müsadere kararı sonrası gümrük idarelerince imha edilmektedir.

4.2 Paraların hazineye aktarılması

Müsadere edilen para veya paraya çevrilmiş değerler (örn. banka hesaplarındaki meblağlar) doğrudan Hazine’ye gelir kaydedilir. Adli emanette tutulan para varsa müsadere kararı sonrasında, mahkeme yazısıyla maliyeye devredilir. Bu paralar, genel bütçeye gelir olarak girer ve devletin tasarrufuna geçer. Örneğin uyuşturucu ticaretinden elde edilip müsadere edilen nakit paralar, özel bir fona değil doğrudan hazineye gider. Ancak bazı özel kanunlarda, belirli suçlardan elde edilen değerlerin özel fonlara aktarımı düzenlenmiş olabilir. Örneğin 2863 sayılı Yasa’da kültür varlıkları kaçakçılığında idari para cezalarının Kültür ve Turizm Bakanlığı fonuna aktarılması düzenlenmiştir.

4.3 Taşınır malların tasfiyesi veya kullanımı

Suçta kullanılan araçlar (arabalar, tekneler vb.), elektronik cihazlar, makineler gibi ekonomik değeri olabilecek eşyalar söz konusuysa, bunlar hakkında çeşitli tasarruf yöntemleri vardır. İlk yöntem kamu kurumlarına tahsistir. Özellikle kolluk kuvvetleri, gümrük idareleri veya diğer kamu kuruluşları, ihtiyaç duydukları müsadere edilmiş araç ve gereçleri kullanmak üzere talep edebilir. Örneğin kaçakçılıkta müsadere edilen sağlam bir tekne, Sahil Güvenlik Komutanlığı’na verilebilir; yasa dışı eylemlerde kullanılan bir otomobil, Emniyet veya Jandarma envanterine katılabilir. İkinci yöntem satış yoluyla tasfiyedir. Müsadere edilen eşyalar (kullanılmasında sakınca olmayanlar) ihale veya açık artırma ile satılıp elde edilen gelir hazineye aktarılır. Bu yöntem genellikle değeri yüksek eşyalar için kullanılır. Örneğin lüks bir araç suçta kullanıldığı için müsadere edilmişse, devlet bu aracı açık artırmada satarak parasını kamuya kazandırabilir.

4.4 Kültürel ve bilimsel değeri olan eşyalar

Bazı müsadere konuları vardır ki imha edilmez, bilakis korunup kamunun istifadesine sunulur. Tarihi eserler, sanat eserleri, antikalar kaçakçılık suçlarında sıkça müsadere edilir. Bu eserler imha edilmez; yetkili müzelere veya kütüphanelere teslim edilir. Örneğin kaçak kazı sonucu ele geçen bir heykel müsadere edilince, müze envanterine girip sergilenir. Bilimsel cihazlar veya veriler de benzer şekilde ilgili kurumlara devredilebilir. Bir suç örgütünden ele geçen gelişmiş laboratuvar cihazları müsadere edildiğinde bunlar üniversitelere veya kriminal laboratuvarlara verilebilir.

4.5 Delillerin iadesi veya imhası

Ceza yargılamasında suçun delili olarak tutulan eşyalar hakkında da hükümle birlikte karar verilir. Eğer bu deliller kanunen müsadere edilmesi gereken şeylerse, müsadere edilir. Eğer müsadere edilmeyecek bir mal veya eşya ise, sahibine iade edilir. Mesela bir cinayette delil olarak alınan masum bir vatandaşın cep telefonu varsa, dava bitince sahibine geri verilir. Delil olarak saklanan ve sahibi belli olmayan eşyalar ise adliyenin emanette belli bir süre tutulduktan sonra ilan yoluyla aranır; bulunmazsa Devlet Hazinesine gelir yazılabilir veya imha edilebilir.

4.6 Müsadere edilen kazançların tahsili

Parasal kazançların müsaderesinde, eğer para önceden emanet olarak alınmışsa doğrudan Hazine’ye geçer demiştik. Ancak bazen mahkeme, failin malvarlığından belirli bir meblağın müsaderesine hükmeder (örn. “100.000 TL değerindeki kazancın müsaderesi” gibi). Bu durumda failin, kararla belirlenen tutarı devlete ödemesi gerekir. İnfaz aşamasında, bu tutar bir adli para cezası gibi icraya konulur. Fail ödemezse, devlet cebri icra yollarıyla tahsil yoluna gidebilir (maaşından kesinti, malvarlığına haciz vb.). Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, müsadere kararlarının infazını da düzenlemektedir. Bazı durumlarda, özellikle kazanç müsaderesinde, mahkeme ödeme için bir süre belirleyebilir; ödenmezse, adli para cezasında olduğu gibi tıkanma yaptırımı (hapse çevirme) öngörülebilir.

5. Müsadere Kararına İtiraz

Müsadere kararlarına karşı, ilgililer kanun yoluna başvurma hakkına sahiptir. İlgililer ise yalnızca malın veya eşyanın malikleri değil daha geniş anlamda müsadere kararı nedeniyle hakları ihlal edilen kişilerdir. Bir ceza mahkemesinin müsadereye ilişkin kararı, tıpkı hükmün diğer kısımları gibi istinaf ve temyiz incelemesine tabidir. Örneğin asliye ceza mahkemesi bir kararında sanığı mahkum edip aracının müsaderesine hükmettiyse, sanık veya aracı sahibi, kararı istinaf yoluyla bölge adliye mahkemesine taşıyabilir. İstinaf kararı sonrası eğer temyiz imkanı varsa Yargıtay da son incelemeyi yapacaktır. İstinaf ve temyiz kanun yolları tükendikten sonra  ise Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, ve Anayasa Mahkemesi’nden de sonuç alamama durumunda İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne de mülkiyet hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle başvuru yapılabilir.

Yorum Yaz

error: Kopya koruması engeli!