+90-212-706-1111     |     Trump Towers 2606 Mecidiyeköy - İstanbul

müstehcenlik erişim engelleme

I. Müstehcenlik Nedeniyle Erişim Engelleme

5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 8. maddesinde erişim engelleme kararı verilebilecek suçlar arasında müstehcenlik suçu da yer almaktadır[1]. Eri­şi­m en­gel­leme ka­ra­rları, 8. maddede düzenlenen tüm suçlar bakımından kural olarak soruşturma aşamasında Sulh Hâkimi, ge­cik­me­sin­de sakınca bu­lu­nan haller­de ise, Sulh Hakiminin onaylaması şartıyla Cum­hu­riyet Sav­cı­sı ta­ra­fın­dan ve kovuş­tur­ma aşamasında ise kovuşturmayı yürüten mahkeme tarafından verilecektir[2]. Bu genel kurala iki istisna getirilmiş ve çocukların cinsel istismarı ile müstehcenlik suçlarında cumhuriyet savcısı, sulh hakimi veya mahkeme kararı olmaksızın resen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından erişim engelleme kararı alınabileceği düzenlenmiştir.

Diğer bir ifadeyle, 8. maddede düzenlenmiş olan suçlarda, erişim engelleme kararını kural olarak adli merciler alacaktır ancak çocukların cinsel istismarı ile müstehcenlik suçlarında ise adli mercilerin kararına gerek olmaksızın idari bir kurum olan TİB, kendiliğinden erişim engelleme kararı verebilecektir. 5651 sayılı kanun, çocukların cinsel istismarını düzenleyen TCK’nın 103. maddesinin yalnızca birinci fıkrası nedeniyle erişim engelleme kararı verilebileceğini düzenlemiş ancak müstehcenlik suçunda fıkra ayrımı gözetilmeksizin maddenin tamamı erişim engelleme kararı alınmasını yeterli saymıştır. Bunun sonucu olarak TCK’da yedi fıkra olarak ayrıntılı ve uzun bir madde şeklinde düzenlenen müstehcenlik suçu, 5651 sayılı kanun çerçevesinde bir bütün olarak uygulanacak ve bu suç nedeniyle erişim engelleme kararı verilebilecektir. 5651 sayılı kanuna ilişkin açıklamalara geçmeden önce, TCK’da yer alan müstehcenlik suçunun incelenmesi yerinde olacaktır.

II. Müstehcenlik Suçu

Müstehcenlik suçu Türk Ceza Kanunu’nun 226. maddesinde düzenlenmiştir:

TCK MADDE 226

[1]

a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,
b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,
c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,
d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,
e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
f) Bu ürünlerin reklamını yapan,
Kişi, 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır.
[2] Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
[3] Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
[4] Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
[5] Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, 6 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
[6] Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
[7] Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.

Müstehcenlik Kavramı

TCK 226 madde metninde veya gerekçesinde açıkça müstehcenlik tanımına yer verilmemiş, bunun yerine maddenin gerekçesinde, müstehcenlik kavramı değerlendirilirken toplumda egemen olan değer yargılarının ve TCK madde 225’te düzenlenen “hayasızca hareketler” suçunun gerekçesinde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Buna göre ilgili kanun maddelerinin gerekçelerini dikkate alarak, genel olarak edep ve iffete saldırı niteliği taşıyan, halkın ar ve hayâ duygularını, toplumun ortak edep ve ahlak temizliğini ihlal eden ürünlerin müstehcen olduğu sonucuna varılabilir. Bu ifadelerin objektiflikten uzak, kişiye ve zamana göre değişebileceğini söylemek mümkündür. Somut bir tanım veya ölçüt belirlenmemiş olduğundan, müstehcenlik kavramı tamamen mahkemelerin takdirine bırakılmış olmaktadır. 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu’nda da müstehcenlik konusunda açık bir tanıma yer verilmemişti ancak müstehcenliğin takdiri konusunda en azından belirli bir ölçüt bulunmaktaydı.

Nitekim 765 sayılı Kanun’un 426. maddesinde, müstehcenlik kavramı için, “halkın ar ve haya duygularını inciten veya cinsi arzuları tahrik ve istismar eder nitelikte genel ahlaka aykırı” olma ölçütü yer aldığından, müstehcenlik kavramı bu ölçüt çerçevesinde takdir edilmekteydi. Bunun sonucu olarak 765 sayılı kanunun uygulamasında Yargıtay, müstehcenliğinin kabulü için, müstehcen olduğu iddia edilen bir ürünün, halkın ar ve haya duygularını inciten veya cinsi arzuları tahrik ve istismar eder nitelikte genel ahlaka aykırı olması gerektiğine hükmetmiştir[3]. Ancak, 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu’nda müstehcenliğin takdiri noktasından hiçbir ölçüt yer almadığından, bir ürünün müstehcen olup olmadığı konusunda mahkemelere çok geniş bir takdir yetkisi verilmiş olmaktadır. Bunun sonucu olarak hâkim, bir ürünün müstehcen olup olmadığına ya bizzat kendisi değerlendirmede bulunarak ya da bu konuda birikişinin görüşüne başvurduktan sonra karar verecektir.

Maddenin birinci fıkrasında çocukların müstehcen ürünlerden korunmasına yönelik hükümlere yer verilmiştir. Birinci fıkranın a ve b bentlerine göre, bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren, bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten ya da bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen veya söyleten kişi müstehcenlik suçu işlemiş olacaktır. Birinci fıkranın c, d, e ve f bentlerinde ise müstehcen ürünlerin, içeriği belli olacak şekilde satışa veya kiraya arz edilmesi, bu ürünlerin satışına özgü yerler dışında satılması, satışa veya kiraya arz edilmesi, müstehcen ürünlerin ücretsiz verilmesi veya dağıtılması ile müstehcen ürünlerin reklamının yapılması suç kapsamına alınmıştır. İkinci fıkrada, müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlanması veya yayınlanmasına aracılık edilmesi suç kapsamına alınmıştır.

TCK 226 maddesinin 3. ve 4. fıkralarında ise, üretilmesine, bulundurulmasına, satılmasına, satışa arz edilmesine, bulundurulmasına, çoğaltılmasına, kullandırılmasına, nakledilmesine ve depolanmasına hiçbir şekilde izin verilmeyen müstehcen ürünler belirtilmiştir. Buna göre, müstehcen yazı, ses veya görüntü içeren ürünlerin üretiminde çocukların kullanıldığı veya şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntü içeren ürünler tamamen yasaklanmıştır. Bir başka ifadeyle, çocukların kullanıldığı (pedofili), şiddet kullanılarak (sadist-mazoşist), hayvanlarla (zoofili), insan cesedi üzerinde (nekrofili) veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntü içeren ürünler hiçbir istisna olmaksızın tamamen suçtur ve bu ürünlere ilişkin madde metninde belirtilen eylemler müstehcenlik suçunun nitelikli halini oluşturmaktadır. Bu tür müstehcenliğe ‘yasak müstehcenlik’ de denebilir.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, madde metninde ‘cinsel davranışlar’ ifadesine yer verilmiş olmasıdır. Bu bakımdan, yazı, ses veya görüntü içeren ürünlerde cinsel birleşme olması şart değildir, cinsel içerikli her türlü davranış madde kapsamındadır. Kanun koyucunun ‘doğal olmayan yoldan’ ifadesiyle ne tür bir cinsel ilişkiyi kastettiği anlaşılmamaktadır. Kanunun gerekçesinde de buna ilişkin bir ayrıntı bulunmadığından ancak yorum yoluyla bir sonuca varılabilir. Cinselliğin hangi halinin doğal olduğu da kişilere ve toplumlara göre değişebilir. Bu bakımdan çeşitli fantezileri içeren her türlü cinsel davranışın doğal olmadığını söylemek amacı aşan çok geniş bir yorum olacaktır. Ancak bilimi dikkate alınarak objektif bir sonuca varılmak istenirse, doğal bir cinsel ilişkinin kadın ile erkek arasında gerçekleştirilebileceği açıktır. Bu bakımdan ‘doğal olmayan yoldan cinsel davranışlar’ ifadesinin eşcinsel içerikli cinsel davranışlar olarak yorumlamak gerekir.

Madde metninden de anlaşılabileceği üzere, sadece bir istisna dışında genel olarak müstehcen ürünlerin satımının ve kiralanmasının neredeyse tamamen yasaklanmış ve suç kapsamı içine alınmış olduğu söylenebilir. Söz konusu istisna, maddenin 1/d fıkrasında yer almaktadır. Müstehcen ürünlerin, müstehcen ürünlerin satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz edilmesi, satılması veya kiraya verilmesi eylemleri suç kapsamına alındığına göre, bunun mefhumu muhalifi olarak, müstehcen ürünlerin, müstehcen ürünlerin satışına mahsus yerlerde satılması, satışa arz edilmesi ve kiralanması suç kapsamında olmayacaktır. ‘Müstehcen ürünlerine satışına mahsus alışveriş yerleri’ ifadesi, sadece müstehcen ürünlerin satışının, satışa arzının veya kiralanmasının yapılabildiği alışveriş yerleri olarak düşünülmelidir.

Bunun sonucu olarak, maddenin a ve b bentlerini uyulmak suretiyle, diğer bir değişle müstehcen ürünlerin çocukların ulaşması engellenerek ve 3. ve 4. fıkra kapsamına giren ‘yasak müstehcenlik’ ürünler hariç olmak üzere, müstehcen ürünlerin satışı veya kiralanması kural olarak serbesttir. Ancak, bu ürünlerin, müstehcen ürünlerin satışına mahsus yerlerde satılması veya kiraya verilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, bir müstehcen ürün 3. ve 4. fıkrada belirtilen yasak müstehcenliği içermiyorsa ve 18 yaşını doldurmamış kişilerin bu ürünlere ulaşması engellenmek şartıyla ve bu ürünlerin satışına özgü yerlerde satılıyor veya kiralanıyorsa, bu eylem suç kapsamı dışında olacaktır.

III. Müstehcen Sitelere Erişimin Engellenmesi

Öncelikle ifade etmek gerekir ki, şiddet kullanılan cinsel davranışlar, hayvan veya insan cesedi üzerinde yapılan cinsel davranışlar ile eşcinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntü içeren ürünler ‘yasak müstehcenlik’ kapsamında olduğundan, bu ürünlerin internet içeriğinde de bulunmaması gerekir. Aksi halde, bu tür içeriği barındıran internet siteleri müstehcenlik suçu oluşturacağından hakkında erişim engelleme kararı verilebilecektir. İçeriğinde ‘yasak müstehcenlik’ kapsamına girmeyen müstehcenliğe yer veren internet sitelerini ise müstehcen içeriği ücretli mi yoksa ücretsiz mi sunduklarına göre ayırmak gerekir.

Sadece müstehcen içerik bulunduran ve tamamen müstehcen ürünlere ilişkin ücret karşılığı hizmet veren internet sitelerini, kanundaki ifadesiyle “müstehcen ürünlere mahsus alışveriş yeri” olarak kabul etmek gerekir. Zira, ücretli müstehcen içerikli internet sitelerinin içerik sağlayıcıları da müstehcen ürünleri belirli bir bedel karşılığı kullanıcılara sunmaktadır. Bu bakımdan, içeriğinde ‘yasak müstehcenlik’ bulundurmayan ve müstehcen içeriği sadece yetişkinlere sağlayan internet sitelerinin müstehcenlik suçu oluşturmayacağı ortadadır. Ücretli müstehcen internet siteleri, TCK’daki ifadesiyle “müstehcen ürünlere mahsus alışveriş yeri” sayılması gerektiğinden, bu tür siteler yasak müstehcenlik içermiyorsa ve çocuk yaştaki kullanıcıların siteye giremeyeceğine dair uyarı bulunduruyorsa müstehcenlik suçu kapsamında değerlendirilemeyecek ve bu anlamda erişim engelleme kararı verilemeyecektir.

Ancak, internet siteleri, yapısı ve kullanım yöntemleri gereği, içerik sağlayıcıların hangi yaştaki kullanıcıların internet sitesine girebileceğini adeta gerçek hayattaki alışveriş yerleri sahipleri gibi seçme imkânı vermezler. İçerik sağlayıcının bu konudaki tek imkânı, sitesindeki içeriğin yetişkinlere yönelik olduğunu belirtmek ve çocukların giremeyeceğine dair sitesinde bir uyarı bulundurmaktır. Bu bakımdan, içerik sağlayıcının uygulayabileceği en iyi yöntem, bütün dünyada da kabul gören bir yöntem olarak, internet sitesinin giriş sayfasında hiçbir müstehcen içerik bulundurmaksızın, siteye 18 yaşından küçüklerin giremeyeceğine dair bir uyarı yazısı koymasıdır. Sonuç olarak içerik sağlayıcı, siteye çocukların giremeyeceğine dair bir uyarı yazısı bulundurmak ve yasak müstehcenliğe yer vermemek şartıyla müstehcen içeriği ücret karşılığı kullanıma sunması müstehcenlik suçu oluşturmayacağından erişime engelleme kararı verilemeyecektir.

Ücretsiz olarak müstehcen sayılabilecek içerik sunan internet sitelerinde ise, site içeriğinin gerçekten TCK 226’da yer alan “müstehcenlik” ifadesine uyması ve müstehcenlik suçunun oluştuğuna dair yeterli şüphe sebebi bulunması halinde adli mercilerce veya idari bir merci olarak TİB tarafından erişim engelleme kararı verilebilecektir. Sulh hâkimi, mahkeme veya gecikmesinde sakınca olan hallerce cumhuriyet savcısı, bir internet sitesini “müstehcen” olarak yorumlayıp müstehcenlik suçunun işlendiğine dair yeterli şüphe sebebinin bulunduğuna karar verirse erişim engelleme kararı alabilecektir. Yine aynı şekilde TİB, bir internet sitesinin müstehcenlik suçu oluşturduğuna dair yeterli şüphe sebebi bulunduğuna kanaat getirirse, hiçbir ihbar veya şikâyet olmasa dahi, kendiliğinden erişimi engelleme kararı alabilecektir.

Eğer, içerik sağlayıcı yurt içindeyse TİB, aldığı erişim engelleme kararını 24 saat için hâkim onayına sunacaktır. Hâkim tarafından 24 saat için onaylanmayan erişim engelleme kararları TİB tarafından kaldırılacaktır. Eğer içerik sağlayıcı yurt dışında ise, hâkim onayı olmaksızın TİB erişim engelleme kararı alarak uygulayabilecektir. Dolayısıyla TİB, içerik olarak müstehcenlik suçu oluşturduğuna dair yeterli şüphe sebebi bulunduğuna kanaat getirdiği internet siteleri hakkında, eğer içerik sağlayıcı yurt dışında bulunuyorsa hâkim onayı veya bir başka denetim mekanizması olmaksızın kendiliğinden harekete geçip erişim engelleme kararı verip uygulayabilecektir.

“Müstehcenlik suçu” ve “yeterli şüphe” gibi hukuki kavramların yorumunun ve takdirinin idari bir kurum olan TİB’e bırakılması hukuk devleti ilkesi açısından doğru değildir. Adli merciler bile çoğu zaman bir ürünün müstehcen olup olmadığına, bu konuda uzman olan bilirkişiye sorduktan sonra karar verirken, idari bir kurum niteliğinde olan TİB’in müstehcenlik suçu bakımından takdir yetkisine sahip olması hatta yeterli suç şüphesinin bulunup bulunmadığına karar verebilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Erişim engelleme kararı, kişilerin iletişim özgürlüğünü kısıtladığından, hangi içeriğin müstehcen olup olmadığına TİB değil sadece adli merciler karar vermelidir. Ayrıca, TİB’in aldığı erişim engelleme kararlarının, içerik sağlayıcının yurt içinde veya dışında bulunmasına göre ayrım yapılarak buna göre hâkim onayından geçirilmesi şeklindeki düzenleme de yersizdir. Zira, yurt dışında bulunmak, TİB’in alacağı erişim engelleme kararlarının hâkim denetiminden geçmemesi için gerekçe olamaz. Ayrıca, böyle bir ayrım yapılmasının pratik bir faydası olmadığı gibi, kişilerin yurt içinde mi yoksa yurt dışında mı olduğu konusu ancak detaylı bir araştırma neticesinde anlaşılabilecek bir durumdur.

2006 yılı istatistiklerine göre müstehcen içerikli internet sitesi sayısı tahmini olarak 4.200.000 civarındadır ve bu rakam internetteki toplam internet sitesi sayısının yaklaşık %12’sini oluşturmaktadır[4]. Amaç, çocukları müstehcen içerikten korumak olsa da, bu kadar fazla sayıda müstehcen siteyi tek tek erişim engelleme yoluyla engellemek mümkün olmadığına göre, çocukları bu tür müstehcen ve diğer zararlı internet içeriğinden korumanın en iyi yolu, çocukların kullanabileceği bilgisayarlara filtreleme yazılımı yüklenmesidir. Filtreleme yazılımları, kullanıcı henüz bir internet sitesine giriş yapmadan önce, o siteyi alan adı ve içeriği açısından taramakta ve zararlı içerik tespit etmesi halinde o siteye girişi engellemektedir.

Çoğu filtreleme yazılımı, yazılımı kuran kişinin şifresiyle korunduğundan ve onun izni olmadan kullanıcı tarafından devre dışı bırakılamadığından zararlı içeriğe karşı etkili bir araç olarak görülmektedir. İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik, ticarî amaçla internet toplu kullanım sağlayıcılarının, filtreleme yazılımı kullanmasını zorunlu tutmuştur.[5] Eğer evinde internet kullanım imkânı olan ebeveynler de filtreleme yazılımı kullanırlarsa, başta müstehcen içerikler olmak üzere çocukların ruh sağlığını olumsuz etkileyebilecek birçok içerikten çocuklarını koruyabilecektir. İnternet gibi çok geniş bir sanal dünyada hukuki düzenlemeler yoluyla her zaman etkili sonuçlar almak pek mümkün olmadığından[6], müstehcen içeriğe yönelik en iyi yöntem filtreleme yazılımlarıdır. Öte yandan erişim engelleme kararları, sırf küçükleri müstehcen içerikten korumak adına, yetişkinlerin müstehcen içeriğe ulaşma özgürlüğünü de kısıtlamış olacağından pek hakkaniyetli bir uygulama olmayacaktır.

IV. Diğer Hukuka Aykırı Sitelere Erişim Engelleme

Telif hakkı ihlali nedeniyle erişim engelleme ve milli piyango erişim engelleme de bazı özel kanunlarda yapılan değişikliklerle getirilmiş yeni düzenlemelerdir. Bu itibarla erişim engelleme kararı verilebilecek durumlar arasında bunları da saymak gerekmektedir.

V. Sonuç

Sonuç olarak, çocukların müstehcen içeriğe ulaşmasının engellenmesi amacı her ne kadar meşru ve haklı bir amaç olsa da bu amaca ulaşmak için seçilen erişim engelleme yöntemi uygun bir araç değildir. Zira erişim engelleme kararlarıyla, çocukların müstehcen içerikten korunması tam olarak sağlanamayacağı gibi yetişkin bireylerin müstehcen ürünlere ulaşma hakkı da ihlal edilmiş olmaktadır. Hakkında erişim engelleme kararı verilen sitelere “arka kapıdan girme yöntemleri” gazetelerde bile yayınlandığına göre, müstehcen içeriğe ilişkin erişim engelleme kararlarının internet dünyasında pek de işe yaramayacağını tahmin etmek güç değildir. Bu nedenle kanımca, çocukların müstehcen içerikten korunması için en uygun yol filtreleme yazılımı kullanımının teşvik edilmesidir.

Nitekim toplu internet kullanım sağlayıcılara zaten filtreleme yazılımı kullanma zorunluluğu getirilmiştir. Bu bakımdan eğer devlet, interneti evinden kullanan kişiler için de filtreleme yazılımı kullanımını teşvik edici ve kolaylaştırıcı yöntemler sunarsa, müstehcenliğe karşı erişim engelleme tedbirine nispeten çok daha etkin bir yöntem benimsemiş olacaktır. Eğer erişim engelleme tedbiri, etkin bir araç olarak görülüyorsa, en azından sadece içeriğinde “yasak müstehcenlik” bulunduran internet sitelerine yönelik erişim engelleme kararı verilmesi öngörülebilir ve bu kararların sadece adli mercilerce alınabileceği düzenlenebilirdi.

[1] Erişim engelleme kararı verilebilecek diğer suçlar: İntihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, sağlık için tehlikeli madde temini, fuhuş, kumar oynanması için yer ve imkân sağlama ile Atatürk’ün hatırasına hakaret veya sövme suçlarıdır.

[2] CMK’ya göre soruşturma, yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi; kovuşturma ise iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi ifade etmektedir.

[3] YRG. 5. C.D., E. 2002/3875, K. 2003/2172, T. 21.04.2003; YRG. 5. C.D., E. 2002/8817, K. 2003/6087, T. 06.11.2003

[4] http://internet-filter-review.toptenreviews.com/internet-pornography-statistics.html

[5] İlgili yönetmelikte, filtreleme yazılımı kullanmayan ticari toplu kullanım sağlayıcılara 3.000 YTL ile 15.000 YTL arası para cezası verileceği öngörülmüştür.

[6] Erişim engelleme kararı verilse bile çeşitli yöntemlerle erişime kapatılmış sitelere girilebildiği, hatta erişme kapatılmış sitelere giriş yöntemlerinin gazetelerde bile yayınlandığı bilinen bir gerçektir.

Av. İlker ATAMER

6 Yorum

  1. veysel

    Bu gün başima gelen bir olay oldu benim internetimden wifi yoluyla twitter üzerinden cocuk pornosu paylaşım olmuş polis geldi evimize ve laptop umu incelemek için aldı

  2. Veysel

    Gecen gun evime polis geldi internetim wifisini kulanarak cocuk pornosu paylasilmis ve ewde kuladigim lap topumu cmk olarak el koydular ne yapmam gerekiyo

    1. Av. İlker Atamer

      Bilgisayarınızdaki inceleme bitmeden önce bu alanda uzman bir bir bilişim avukatı ile anlaşmanızı öneririm. Zira disk incelemesi bittiğinde polis ifadenizi alacak ve vereceğiniz ifade soruşturmanın ve olası kamu davasının seyrini doğrudan etkileyecek. Ayrıca savcı mevcutlu olarak adliyeye getirilmenizi ve ardından tutuklanmak üzere mahkemeye sevkinizi isteyebilir. Bu tür suçlarda tutuklama kararı çıkma ihtimali yüksek olduğundan vakit kaybetmeden bu alanda uzman bir avukatın kapısını çalmanızı tavsiye ederim.

  3. alpaslan yılmaz

    merhaba ben apartman sitesinde görevliyim interneti 3 kişiyle paylaşıyorum paylaştığın kişinin oğlu yasak çp sitelerinde resimlere bakmış internetde benim üzerime olduğundan polis ifadeye çağırdı bende bu şekilde 3 kişi paylaşıyorum dedim elindeki tutanakta verdiğim kişini oğlunun ismi ve soyismi kayıtlı bir e posta adresinden girilmiş ve polis ifademi aldıktan sonra saldı benim bi şuçve ceza almam mümkünmü

    1. Av. İlker Atamer

      IP adresi size ait çıktığına göre tek başına paylaşımlı internet kullandığınıza dair savunma yeterli görülmeyebilir. Müstehcenlik suçunun cezası yüksek olduğunda ve ayrıca savcılar genelde tutuklama talep edebildiğinden bu konuda uzman bir avukattan savunma konusunda profesyonel destek almanızı öneriyorum.

  4. Cansu

    Merhaba avukat bey, yaklaşık 1 ay kadar önce babamı polis ifade vermek üzere karakola çağırdı. Babamın üzerine kayıtlı bir ip üzerinden cinsel içerikli bir fotoğraf paylaşılmış. Ancak fotoğrafın paylaşıldığı adres babamın hiçbir şekilde ikamet etmediği bir adres. Sizce bunun sonucunda ne olur? Yanıtlarsanız çok sevinirim, zira nasıl bir yol izlememiz gerekiyor bilmiyoruz. Ayrıca babam bu konuda ciddi anlamda büyük rahatsızlık duyuyor. Nasıl yapmadığım bir şeyle suçlanabilirim diyor.
    Zaman ayırdığınız için şimdiden teşekkür ederim, kolay gelsin

error: Kopya koruması engeli!